Vionnet, modayla uğraşanların fazlasıyla aşina, genç kuşağın ise belki de şu ana dek biraz yabancısı olduğu bir isim.1920 ve 1930’lu yılların modasına yön veren bir modacı olan Madeleine Vionnet, Fransa doğumlu. Kadınları korse ıstırabından kurtarıp moda dünyasına verev kesimi ve Helenistik tarzda elbiseleri kazandıran biri. 1912 yılında kendi ismiyle kurduğu modaeviyle, 1952’lere kadar hizmet veren Vionnet, geometrik kesimlerin yoğun şekilde hissedildiği drape elbiseleriyle döneminin kadınlarına zarif ve kadınsı bir stil kazandırdı. Karl Lagerfeld’ın modacıları kastederek, “Hoşlansın ya da hoşlanmasın herkes, Vionnet’in etkisi altındadır” demesi bile Vionnet’in etkisinin hala sürdüğünü belirtmek açısından kaydeğer.
Greta Garbo ve Katherine Hepburn gibi stil ikonlarını giydiren Vionnet, uzun bir aradan sonra 1988’de moda dünyasına tekrar buyur edildi. Başarısız bir iki denemeden sonra 2006’da Yunan asıllı modacı Sophia Kokosalaki Vionnet’in yaratıcı yönetmenliği görevine getirildi. Kokosalaki, modaevi için iki koleksiyon hazırladıktan sonra görevi Marc Audibet’e devretti. Artistik danışman olarak Vionnet için bir koleksiyon hazırlayan Audibet’in, modaevinin yöneticisi Arnaud de Lummen tarafından Vionnet markasının önüne geçtiği iddiasıyla işine verilmesi sonrası marka, Valentino SPA’nın sahibi olan Matteo Marzotto tarafından satın alındı.
2010 İlkbahar-Yaz koleksiyonunda tam da böylesi bir stille karşılıyor bizi Paglialunga. Vücudu saran, drape yoğunluklu, şifon ve ipekle hareketlendirilmiş klasik Vionnet tarzı, mücevher detaylı kemerlerle, boynu tasma gibi saran kolyelerle, açık ve koyu renk dokularıyla biraraya gelerek modern bir yüz kazanıyor.
Etiketler: tasarımcı günlüğü